Aşırı Menfaatçilik ve Egoistlik

Bugünkü yazımda toplum hayatımızdaki birçok problemin asıl kaynağı olduğu halde, pek dikkate almadığımız münafıklık konusu üzerinde durmak istiyorum. Bu konu kimlikleştirme noktasında biraz tehlikeli olduğu için Hz. Peygamber bunların vasıfların bildirmiş ve Müslümanların dikkatli olmasını istemiştir. Çünkü münafıklar kafirlerden daha tehlikeli ve azapçada daha şiddetli olacaktır. Şimdi münafıkların hadislerde işaret edilen bazı özelliklerini incelemeye çalışalım.

Münafıklar her türlü menfaatlerine aşırı derecede düşkündürler. Zaten iman eder görünmelerinin altında yatan gerçek sebep de menfaatlerine düşkün olmalarıdır. Nitekim İslam tarihinde münafık tipler daha ziyade Medine döneminde, bilhassa ganimetler elde edilmeye başlandıktan sonra, ondan pay alabilmek ve diğer güzelliklerden istifade edebilmek için türemiş ve yaygınlaşmıştır.

Aşırı menfaatçiliğin bir yansıması olarak egoistlik, münafıkların en belirgin özelliklerindendir. Mümin, kardeşini kendisine tercih ederken; münafık her türlü menfaatin kendisinin olmasını ister ve her zaman kendi çıkarı peşindedir. Kamu yararı gibi bir kavram onun zihninde yer almamaktadır. O, iyilikleri dahi bir çıkar sebebiyle icra etmektedir. Bu tutum ve davranış içindeki egoist münafık tip, aslında en çok sevdiği kişiye yani kendine zarar vermektedir. Çünkü, hiçbir zaman gerçek huzur ve saadeti tatma şansını kendisine tanımamaktadır.[1] Maddî çıkarını düşünmenin yanında, makam ve şöhret gibi menfaatçilik göstergeleri günümüzü bu açıdan değerlendirmemize yardımcı olabilir.

Can ve mala zarar geleceği endişesiyle cihattan geri kalmak, münafıkların tutum ve davranışı olarak ayette yer almaktadır. Burada, önce malın, sonra canın zikredilmesi dikkate değerdir. Çünkü cihat, maldan ve candan geçebilmeyi ve fedakarlıkları gerektirir. Ancak azı verebilen, çoğu da verebilir. Malını bile vermeyen, canını Allah yolunda nasıl ortaya koyabilecektir? Münafıklar yaşama hırsı içindedirler ve hayata son derece bağlıdırlar. Cihada çok azının katılması, büyük bir kısmının nifaklarından dolayı geri dönmeleri sebebiyledir. Burada, münafıklar arasındaki sayısal bir azınlıktan bahsedilmemektedir.

Zekat vermemek ve infaktan geri durmak da menfaatçilik ve egoistliğin yansımalarındandır. Münafık, aşırı çıkarcı olup; çıkarından asla taviz vermeyen bir tiptir. Onların inandıklarını söylemelerinin altında da, bu çıkarcılık yatmaktadır. Nitekim savaş kazanılmaya yaklaşılınca inananlara yakın olarak ganimetlerden yararlanmayı planlamaktadırlar.

Günlük hayatımızda bu aşırı menfaatçi tiplere dikkat edip, salih iman ve amel sahipleriyle beraber olma temennisiyle selamlarımı arz ederim.


[1] Muhammed Ali Sabunî, Safvetü’t-Tafasîr, Derseadet, trs, c. 1, s. 313.

Bir yanıt yazın