Birlikte Yaşama Kültürü
Birlikte yaşama kültürü, paylaşımı, diğer insanların hak ve hürriyetlerine saygı duymayı gerektirir.
Sokakta yürürken kaldırımı, direksiyondayken yolları paylaşırız. Otobüs veya minibüste koltuğu paylaşır aynı havayı yakından teneffüs ederiz.
Ailede aynı evi, odayı, eşimizle yatağı paylaşırız. Okulda sıra arkadaşımızla sırayı, yurt veya otelde aynı odayı paylaşırız.
Paylaşma kültürünün güçlendirilmesi, birlikte yaşamayı kolaylaştırır. Etki ve tepkiye dönüşen iletişimler, hayatı yaşanmaz hale getirebilir.
Evlilikler birlikte yaşama kültürünün en fazla ihtiyaç duyulduğu bir atmosferi oluşturur. Belli bir yaşa kadar tamamen farklı bir aile, çevre ve kültürde yaşayanlar, nikah ve evlilik bağı ile bir araya gelirler ve aynı ortamı paylaşır ve bir yastığa baş koyarlar.
Bu noktadaki paylaşım, sevgi ve saygı ile birlikte yaşama kültürünün en üst seviyesini oluşturur. Bu paylaşıma psikolojik olarak tam hazır olmayanlar, bazı hadiseleri anlamlandırma ve çözmede zorlanabilirler.
Hele insanlar birbirlerini değiştirmeye kalkışıp kişilik sahalarına müdahale ettiklerinde bazen işler raydan çıkabilmektedir.
Ayrılık, huzursuzluk ve boşanmaların arka planında çok defa bu sebepler yatmaktadır.
Birlikte yaşama kültürü bir anlayış ve yaklaşım tarzı olarak anlaşılmalı ve geliştirilmelidir. Ölçüler ve sınırlar netleştirilmesi iletişim ve paylaşımı kolaylaştırabilir. Ölçüsüz ve yanlış davranış, dostluk ve paylaşımı olumsuz etkiler.
Birlikte yaşama hoşgörüyü, anlayışlı olmayı ve bazen de tahammülü gerektirir.