Kişilik/şahsiyet, her insanın kendine özgü davranış eğilimlerinin dinamik bir bütünüdür.[1] Ancak insan, öylesine karmaşıktır ve içindeki gerçek gizli eğilimleri günlük etkinliklerde öylesine zayıf ve seyrek görülür ki, onun bilimsel olarak anlaşılması ve davranışlarının belirleyicilerinin sadece davranışların gözleminden çıkarılması adeta imkansızdır.[2] Toplumlaşma sayesinde fert, bir kişilik oluşturur ve belirli bir toplumda yaşamaya elverişli davranışlar kazanır.[3] Her kişide başka insanlarla münasebet sayesinde doğan bir benlik kavramı, yani insanın kendi kişiliği hakkında bir kanaati vardır. Genel anlamıyla ahlakî davranış bu benlik ile dış dünya arasındaki münasebetin görüntülerinden ibarettir. Şahsiyetin gelişmesi, insanın kendi özünü tanımasıyla mümkündür. İçindeki vicdanının sesini şuurlu olarak tanıyan, anlayan ve kabullenip kontrol edebilen insan şahsiyet sahibi olabilir. Zihnî faaliyetler ve düşünce üstünlük kazandıkça kişiler olgunlaşır.[4] Benlik ve kişilik kavramının oluşması, insanın toplumsal bir hayatı paylaşmasıyla yakından ilgilidir.
[1] Zeydan, es-Sulûkü’l-İctimâî li’l-Ferd, s. 115, 198, 208 ; Fevzi Sâlim Afîfî, es-Sulûkü’l-İctimâî beyne I’lmi’n-Nefsi ve’d-Dîn, Tanta, 1991, s. 60; Güngör, Ahlâk Psikolojisi ve Sosyal Ahlâk, s. 12.
[2] Aydın, Eğitim Yönetimi, s. 19.
[3] Ülken, Sosyoloji Sözlüğü, s. 297.
[4] Köknel, Kişilik, s. 119-123.