Kur’ân-ı Kerimin beyanıyla münafıkların kalplerinde hastalık olduğu için[1] nerede, ne zaman, nasıl davranacaklarını kestirmek zordur. Çünkü kalp hastalığı, kalbe isabet eden bir çeşit fesattır. Sahibinin idrak ve iradesini bozar, böylece gerçeği göremez hale gelir veya hadiseleri tersinden değerlendirir. İnançlı kişiye hoş gelen şeyler, hasta kalpli münafıkları rahatsız eder.[2] Münafık, dünyaya ait menfaatleri sebebiyle müslüman gibi gözükür. Bu insan tipinin sözleri ve fiilleri, kalplerindeki ve nüfus cüzdanlarındaki İslâm iddiasını yalanlamaktadır. Bunlardaki davranışlar, tavırlar, ileri sürdükleri fikirler, sahip oldukları itikatlar, çoğunlukla İslâm’ın değil, inkârın ve isyanın varlığına delalet eder.[3]
İnsanın yaşantısı ve kişiliği, uzun bir zaman içinde ve bütün hayatı kapsayan uzun bir zaman dilimi içerisinde değerlendirilmelidir.[4] Kişi hakkında acelece verilecek kararlar bizleri yanıltabilir. Bir konudaki değerlendirmede acelecilikle verilecek bir karar, insanı onulmaz hatalara düşürebilir.
Münafıklığın en belirgin özelliklerinden biri olan çelişkili davranışın birçok nedenleri vardır. “Münafık, aynen, iki sürüden hangisine katılacağına bir türlü karar veremeyen koyuna benzer”[5] Müminin lisânı kalbinin ötesindedir. Bir şey söyleyeceği zaman, önce onu düşünür ve sonra konuşur. Münâfık bunun aksine, kalbi dilinin ötesindedir. Bir şey söyleyeceği zaman, düşünmeden konuşur.
Ahlakî değer ve faziletlerin sözünü edip; onları eyleme dönüştürmeyen insanlar, kendileriyle olduğu gibi çevreleriyle de uyumsuzluk içindedirler. Bu tür insanların, sözleriyle işleri birbirini tutmaz. “İki haslet vardır ki münâfıkta bulunmaz: Tavır güzelliği ve dinde ilmî derinlik.”[6]
“Münafığı tanıtan üç özellik vardır: Konuştuğu zaman yalan söyler; verdiği sözde durmaz; kendisine güvenildiğinde ihanet eder.”[7] Münafıklar samimi bir konumda olmadıkları için hatalarını da kabul etmek istemezler. Aynı zamanda alaycıdırlar. Münafıkların Kur’ân hakkındaki mücadelelerine Hz. Ömer de dikkat çekmiştir. “İslâmı neyin yıkacağını bilir misin? O’nu alimin hatası ve münafığın Kur’ân ile istidlâlde bulunarak münazara etmesi ve sapıkların hükümleri yıkacaktır.”[8]
[1] Kur’ân, Bakara (2): 10.
[2] Soysaldı, İnançla İlgili Temel Kavramlar, s. 89.
[3] Sağıroğlu, Kur’ân’da İnsan ve Toplum, s. 21.
[4] Yanbastı, Kişilik Kuramları, s. 198.
[5] Müslim, Sahih, 50/Sıfatü’l-Münafıkîn ve Ahkamuhüm, 17, c. 4, s. 2146, hn. 2784.
[6] Tirmizî, Sünen,42/İlim, 19, c. 5, s. 50, hn. 2684.
[7] Buharî, Sahih, 2/ İman, 24, c. 1, s. 14; Müslim, Sahih, 1/İman, 25, c. 1, s. 78, hn. 59.
[8] Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, Daru’-Kütübi’l-Arabî, Beyrut, 1405, c. 4, s. 196.