Özlem Duyan Çocuk

Anne ve babasının çatışmasına hakem olmak zorunda bırakılan çocukta tedirginlik başlar.
Anne ve babasının ilgisini çekmek için yaramazlık, aşırı hareketlilik ya da aslı olmayan bedensel şikayetler görülmeye başlar.
Anne babadan ayrı yaşamanın ayıp bir olay olduğu düşüncesi ile ya arkadaşlarından saklar ya da yalan söyleyerek anne ve babası ile sürekli birlikte olduğunu anlatmaya çalışır.
Çocuk ancak resimlerinde kendi iç dünyasını mükemmel bir şekilde ortaya koyar. Aile resmi yaparken çocuğuna sarılmış anne ve babayı resmeder, anne ve babasının ayrılığını reddederek resminde “Anneciğim babacığım, sizleri özledim, yanıma gelin!” der.
Ya da anne-babasını tümüyle inkar ederek, büyükannesiyle bir güneşi aile resmi olarak çizer veya yüzü ve organları çizilmemiş bir insan resminin anne-babası olduğunu söyler. İç dünyasındaki çatışmaları ifade eder ve var olanı gerçek dışıymış gibi göstermeye çalışarak, kaçma yolunu dener.
Boşanıldıktan sonra eşler yeni sosyal çevrelere gireceklerdir. Bu çevrelerdeki kişileri çocuk uzakta olan ebeveynin yerine konulan kişiler olarak niteleyeceğinden , yanındaki ebeveyne karşı kızgınlık duyabilir.
Anne ve babanın ayrıldıktan sonra uygarca ilişkilerini sürdürmeleri gerekmektedir.
Boşanmanın ne demek olduğu açık bir dille çocuğa anlatılmalı, anne ya da babası hakkında hiçbir zaman kötü bir söz söylenmemelidir.
Anne ve babası eski eşinden öç almak düşüncesiyle çocuğu diğer ebeveyninden yoksun bırakmamalıdır.
Çocuğu sevme yarışı içine girerek, abartılmış bir şekilde eğitilmesine çalışılmamalıdır.

 

Bir yanıt yazın