Aynaya baktığımızda, kendimizle göz göze gelip, “seninle gurur duyuyorum” diyebilmemiz gerekiyor. “Yarabbi verdiğin nimetlere, her türlü güzelliğe şükürler olsun” diyerek, şükür bilinciyle, özümüzle barışık olabilmek büyük bir nimettir.
İnsanın kimlik kazanması ve huzura ermesi de bedel ödemeyi gerektirebilir. Öz enerjimizi devre dışı bırakan, şahsımıza hakaret veya küçümsemeyi içeren hususlar, asıl kabiliyet ve kapasitemizi ortaya çıkarmamıza engel olmamalıdır.
Kendimizle barışmadıkça, sahip olduklarımızdan memnun olamayız.
Her güçlü duruşun arkasında, özel bir duruş ve hatta hüzün vardır.
Kendimizle iletişimde olduğu kadar, aile içi iletişimde de; dürüstlük, şeffaflık, karşılıklı hak ve sorumluluklar önemlidir. Yapmacık hareketler ve miş gibi yaşamak, huzursuzluk sebebi olabilir.
Bazen görmemek ve duymamak da nimet olabilir. Algının seçiciliğini; doğru, olumlu ve hayat kalitemize uygun olarak kullanmalıyız.
Haremi şerife, neces olanların girmesi yasaktır. İnsan da kendi haremine; olumsuz, neces ve huzurunu bozacak şeyleri almamalıdır.
Aşırı öz sevgisi, bencillik, çıkarcılık ve menfaatçilik; sosyal huzuru
tehdit etmektedir. Sadece zenginlik ve varlık ile mutlu olacağını zannedenler, hakiki dostluğu kaybederek yalnızlık girdabında boğulabilmektedir.
Özümüzle barışık olabildimiz ölçüde, verimli ve bereketli bir hayat yaşayabiliriz.