Kainat / evrende «Sünnetullah” denilen her şeyi yaratan ve idare eden Rabbimizin koyduğu kaideler işlemektedir. Her şey sebeplere bağlanmıştır. Sebeplerin dışında tecelli edenlere de “mucize” denilir. Bazılarının tabiat kanunları dediği şey aslında İlahi yaratma ve görev tanımıyla ilgilidir. Rabbimizin «Esmaü’l-Hüsna» en güzel isimleri, farklı alanlardaki sıfatlarını ifade etmektedir. Sözgelimi Şafiî, şifa veren ismini ela alalım, (bazıları İmam Şafii ile esmaül hüsnadan olan Şafii sıfatını da karıştırıyor olabilir.)
Rabbimizin Şafii sıfatının tecellisiyle şifa / iyileşme ve sağlık sünnetullah gereği mümkün olur. İlaç, ameliyat, tedavi usulleri, hastaneler ve doktor sadece vasıtadan ibarettir. Sebeplere tevessül etmek / yapışmak da bir vazifedir. İlahi rehberimiz, Kur’ân-ı Kerim’deki Şuara Suresi 80. ayet Şafii sıfatının tecellisine işaret etmektedir. وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ “Hastalandığımda da O (Allah) bana şifa verir.” «And when I am ill, it is He Who cures me» O Allah her şeyin yöneticisi ve idare edenidir. Cüzi ve külli / küçük ve büyük her şeyden haberdardır. Devamındaki ayetleri de mana ve konsept bütünlüğü / siyak ve sibak açısından okumakta fayda var. (Şuara Suresi 81) وَالَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحْيِينِ «O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.” «Who will cause me to die, and then to live (again)» Bilindiği üzere can / ruhu alma / gabzetme vazifesi Azrail aleyhisselama verilmiştir. (Şuara Suresi 82) وَالَّذِي أَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لِي خَطِيئَتِي يَوْمَ الدِّينِ “O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.” «And who, I hope, will forgive me my faults on the Day of Judgment.» Din / hesap gününün sahibi de Allah’dır. Fatiha / Elham Suresindeki «maliki yeymi’d-din» / din, hesap gününün sahibi bunu ifade etmektedir. (Şuara Suresi 83)رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ «Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.” «O my Lord! bestow wisdom on me, and join me with the righteous» Dünyada ve ahirette salih, inanmış, ihlaslı / iyi insanlarına arasında olabilmek güzeldir. Hikmet de müminin yitiğidir, nerede bulursa oradan almak durumundadır.
İlahi rehberimizden haberdarlığımız kadar, hakikatleri anlama kapasitemiz artar. İlahi kitap, kainat kitabı ve insan kitabı birbiriyle çelişmez. İnsan kendine verilen halife sıfatı ve aklı ile hakikatleri keşfetme, çalışma mecburiyetindedir. Sünnetullahın bir kısmı da insan vasıtasıyla hayata taşınmaktadır.