Son zamanlarda çok duymaya başladığımız ve önem verilmesi gereken bir konu yerli ve millî meselesi… Bu terkibi ve tanımlamayı oluşturan kelimeleri anlamalı ve neyi ifade ettiğini iyi fark etmeliyiz.
Yerli; yer kelimesinden bir yeri yurt edinmek veya belli bir dönem kalmayı ifade eden yerleşmek kelimesinden alınmış, belli sınırlar ve özellikle bayrak ile istiklal ilan edilen vatan topraklarındaki her şeye özellikle üretilene verilen isimdir.
Millî; millete ait olmayı ifade eden bir kavramdır. Millet kelimesi sanıldığının aksine ırki bir tanımlama olmasının ötesinde «din» gidilen yol manasına gelmektedir. Nitekim Âli İmrân Suresi 95. ayette «De ki: “Allah, doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi”» buyurulmaktadır.
Bilindiği üzere İbrahim a.s. üç semavi dinin ortak atası ve Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v. Efendimizin de büyük dedesidir. Yani, Peygamber Efendimiz, Hz. İbrahim’in torunudur. Ayeti kerimedeki “hanif” kelimesi ise hakka yönelen, doğrunun yanında olan manasına gelmektedir.
Yerli üretim, ithalat ve ihracat dengesinde önemli olduğu gibi, dışa bağımlılığa son verebilmenin de asgari şartıdır. Tüketimde yerli malını tercih etmek, sermaye ve istihdamın iç piyasayı hareketlendirmesine vesile olacaktır.
Millî ve manevî değerler, insaflı her kişi için bir mana ifade etmektedir. Bu mana ve değeri geliştirebilmenin yolu; üretim, tüketim, istihdam, çalışma ve kurum kültüründe, hanif olabilmek yani hakka yönelip adaleti yaşatmaktan geçmektedir.
Yerli ve milli olabilmek, bu hassasiyet ve çizgilere riayeti gerektirmektedir. Yerli ve milli esnaf buluşmaları, bu bilincin oluşturulup yaşatılması noktasında büyük önem arz etmektedir.
Kaynak: HAYATIN AKIŞI Köşe Yazısı olarak yayınlanmıştır. http://www.esnafbulteni.com/yazarlar/dr-huseyin-emin-sert/yerli-ve-mill-olabilmek/203/